Adalı'nın İstekleri Benim Hedeflerim
Bir Adalı olarak, Ada'nın önceliklerini iyi biliyorum.
Ve sizlerle değişimi, geleceği birlikte belirleyeceğiz.
Ekoloji
Adalar, son derece değerli bir ekolojik alandır. Bu alan dile getireceğim bazı sorunların çözümlenmesiyle korunmalı ve birkaç ay önce açıklanan ve Adalılar tarafından karşı davalar açılan İmar Planı ile de Adalarımızın ekolojisi asla yok edilmemelidir.
Adalar, çevreci uzmanların tanımıyla, İstanbul’un akciğerleri diyebileceğimiz bir ilçesi. Kendine has doğal bitki örtüsü olduğu gibi, kaybettiği Ada Karanfili gibi bazı bitkileri ve sonradan ekilen, Zakkum gibi Adalar’la çok da örtüşmeyen ağaçları var.
Adalarımızda aşılandığı zaman zeytin verebilecek ve Adalar Zeytini olarak markalaşabilecek 10.000 civarında zeytin ağacı, doğal olarak yetişen ve sağlık alanında kullanılabilecek dağ kekiği ve nanemiz var.
Aslında planlı ve düzenli ekilebildiğinde tüm Adalıların ve kısmen İstanbul’un ihtiyacını karşılayabilecek bahçe ve ekim alanlarına sahip olan Adalar’da son yıllarda, özellikle yabancıların ve yerli Ada halkının bireysel çabalarıyla tarım yapılmakta. Oysa eskiden üzüm bağlarıyla da bilinen bir ekim alanı Adalar!
Hedeflerimden biri planlı ve Adalar’ın doğasına uygun ağaçlandırmayı, bölgeyle uyumlu ve eskiden Ada’nın simgesi olan bitkilerin çoğaltılmasını ve mutlaka sürdürülebilir tarımı sağlamaktır. Ben, olası İstanbul depreminde ana karayla bağı kesilecek Adalarımızın, mutlaka kendi kendine yetebilmesi gerektiğini düşündüğüm için sürdürülebilir tarıma çok önem veriyorum.
Ekolojiden ilerleyelim: Burada inanılmaz bir kuş çeşitliliği var; veriler 88 ila 110 kuş türüne ev sahipliği yaptığımızı söylemekte! Ayrıca Adalar kuş göç yolları üzerinde. Atlarımız, faytonlar kalksa da, Adalar ile özdeşleşmiştir ve mutlaka atlarımız, binicilik ve terapi gibi spor ve sağlık amaçlı kullanılmalıdır.
Yasaklanmış olmasına rağmen gırgır ile kaçak balık avı, denizde yaşama zarar verirken, tüm ekolojiyi bozmakta; çok daha sıkı kontrol ve cezaların gelmesi şarttır. Elimizdeki veriler 40 kadar yunus balığı kaldığını göstermekte. Oysa hepimiz bu güzel canlıların korunmasını ve doğal olarak çoğalmasını isteriz.
Adalar’daki tüm doldurma alanlar, yıkılan eski binaların molozlarıyla doldurulduğu için asbestlidir ve mutlaka planlanarak yeniden yapılmalıdır. Kaldı ki, şimdilerde de, asbest raporları dikkate alınmadan saklanan ve taşınan molozlar doğaya zarar vermektedir. Bu durum mutlaka çözümlenmelidir.
İmar planlarına gelince: SİT kapsamı düşürülen pek çok alan, imara açık hale gelmiştir ve bu mutlaka engellenmelidir. Önümüzde taşlaştırılmış bir Yassıada örneği varken, kalan Adalarımızın benzer bir duruma düşmesi kabul edilemez. Yine imar planında gösterilmeyen sahil şeritlerinin, yandaşlara, tanıdıklara, eş dostlara verilerek rant alanı yapılmasının önüne geçilmeli, sahillerden başta Adalılar olmak üzere, halkın ücretsiz yararlanması sağlanmalıdır.